BLC GROUP Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Balcıoğlu, BloombergHT’de katıldığı programda ‘Maliyet artışının sektöre etkisi’ konusu hakkında değerlendirmede bulundu.
BloombergHT’de Güzem Yılmaz Ertem’in sunuculuğunu yaptığı ‘Fokus’ programına katılan Şahin Balcıoğlu, gelecek yılların hesabı doğru yapılmazsa, doğru karar verilemeyeceğini söyledi.
Düşük kur ve finansmana erişim konusunda sorunu en çok tekstilde yaşadıklarını belirten Balcıoğlu, “Bu yıl maliyet artışları yüksek maliyetli stoklarımız maalesef satılmazken, Avrupa’nın da birçok yerinde özellikle Rusya’daki savaş nedeniyle taleplerin çok düşmesi bizi ciddi sıkıntılara soktu. Ama bunlar yetmezmiş gibi düşük kur ve finansmana erişim sorunlarını yaşadığımız sektörlerimiz de de ki, bunu daha çok tekstil sektörümüzde bizim kendi sektörlerimiz de yaşadık. Bu yalnızca bizim finansmana erişimde sıkıntımız da kalmıyor, bizim alacağımız müşterinin de finansmana erişimi onun bize olan borcunu ödeyemem arasından bizi 2 kez sıkıştırır bir hale geldi. Ama bu durum sürdürülebilir mi? Umudumuz yılbaşına kadar bunu sürdürüp yılbaşından sonra yeni verilerin olmasını beklemek ama görünen o ki yılbaşından sonra da çok değişik bir şeyler olmayacak. Ama bu şartlarda 2 yıldan beri övünerek yürüttüğümüz ihracatı artırdığımız ihracatının rekabeti, davranması, artırması ve bütün dünya ülkelerinin neredeyse tamamında kendini var olduğunu hissettirmesi ve oralarda bulunması artık bu maliyetlerle, bu düşük satışlarla rekabetçiliği artık dezavantaja çevirdi. Bu bizim için sıkıntılar yaratacağını düşünüyoruz” dedi.
Başkan Balcıoğlu, gıda ve tarım politikaları noktasında yöneltilen soruya ise, şöyle cevap verdi: “Bunlarla ilgili yerine ikame üretimlerin Türkiye’de olması bu hem hükümetin arzusu hem bizim arzumuz ama bunlar belli bir disiplin ve belli bir programla yapılacak şeyler ve büyük yatırımlar öyle aklımıza geldi yapalım diyeceğimiz yatırımlar değil. Örneğin tekstil sektöründe yaptığımız boya işinde boyanın ham maddesini dünyada üreten 3 tane firma var ve üçü de Çin’de. Herhangi bir nedenle kapandığında ana madde üretilmediği için siz ne kadar iyi şeyler yaparsanız yapın sonucunu getirmiyorsunuz? Buna benzerlik gıdada da ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Okuduğumuz şeyleri yorumlamaya çalışıyoruz ama çok da aklımız ermiyor işte. Bir et fiyatından sütün ya da süt ürünü peynirin fiyatı daha yüksek olur mu? Buradaki üreticilerin söylediği önümüzdeki yıl sütün olmayacak. Neden? Çünkü süt fiyatları, maliyetleri karşılamadığı için besiciler artık ineklerini hayvanlarını götürüp kesmek bir an önce onun zararından kurtulmayı çünkü aç bırakmıyorlar. Bir makina gibi fişini çekip durduramayacaklar için mecburen onları götürüp satacaklar ve gelecek yıl başka sıkıntıların geleceğini söylüyorlar. Bunların çok iyi planlanması lazım. Çok iyi hesap edilmesi lazım ve gelecek yılların hesabının doğru yapılması lazım. Eğer bunları yapmazsak bu istatistikleri doğru yapmazsak bizim doğru karar vermek gibi bir şansımız olmayacak. Biz burada hayvan üreticilerle hayvan besicilere konuşuyoruz. Herkes dertli adam diyor. 12 yaşında kulak küpesi var. 12 yaşında Türkiye’de hayvan olmaz diye 2 yaşından sonra tutulmaz kesilir ama bunlar gidip devletten arpa alıyorlar ama hiçbir işe yaramıyor. Çünkü öyle bir hayvan yok. Bunu satıyorlar. Asıl üretici bunları alamıyor, elindeki mal gitmiyor, malzeme yetmiyor gibi. Bir şeylerin çok iyi planlanması lazım. İstatistik çok önemli. Eğer bunu doğru yapamazsak doğru kurgulamak, elimizdekinin den de olmak korkumuz var. Dediğim gibi öncelikle bunların iyi planlanırken, finansman burada çok önemli insanlar gününü kurtarmaya çalışıyorlar. Bu kadar yıllık firmalarının isimlerini kurtarmaya çalışıyorlar ama bir türlü burada sıkıntı yaşıyorlar. Çünkü finansmana erişim sıkıntısı ve özellikle de enerji maliyetlerini üretimdeki her yerdeki katkısı çarpanları ile geri geliyor. Çünkü bir yerdeki bir enerji maliyeti.Çarpan çarpan çarpanlarla 3 kat, 4 kat, 5 kat size gelinceye kadar etki yapıyor. Bugün bir yazı okudum. Patatesi tarladan bedava alsanız bile markete gelme fiyatı 7 buçuk lira diyor. Yani bunların hepsinin doğru kurgulanması lazım. Eğer kurgu olamazsak nereye kadar gideriz bilmiyoruz. Biz çalışıyoruz. Şimdi yeni asgari ücret konuşuyoruz. Asgari ücret ne olmalı? Bunun hepsi çalışmayan işletmelere mi yıkılmalı yoksa devlet destek mi olmalı, nerede durmalı, düşük olursa çalışana bu iş zor yüksek olursa işini kapatmayan, kapatmaya çalışan müşterisini dağıtmamaya çalışan ve ayakta kalmaya çalışan kâr etmeden ayakta kalmaya çalışan iş adamına zor. Hangisini doğru yerde kurgulamalıyız? Bunun hesabının yıl sonu geliyor. Çok iyi hesaplanması lazım. Bir şeyi yaparken doğru yapamazsak yaptıklarımızı geri telafi etmek için çok daha fazlasını harcamak durumundayız.”